7 Aralık 2014 Pazar

Haftasonu Adana-Mersin

By With Hiç yorum yok:
Adana'ya uçak biletini Mart ayında alınca Kasım sonunda iki kişi 130 TL'ye gidiş dönüş uçak bileti gayet ucuz oldu. Sabiha Gökçen'e iki kişi havataş taksi vs masrafları düşününce arabayla gitmek daha makul geldi. İspark günlük 8 TL ama o dolu olduğu için günlük 12 TL olan pegasus parka bıraktık arabayı. Gidiş Cumartesi saat 08:00 uçağı biraz geç kalktı. Pegasus artık zamanında kalkışı o kadar önemsemiyor sanki.

Konaklama için booking.com da en yüksek puana sahip Şenbayrak Oteli seçtik, booking pusnı 9,3 benim verdiğim puan 8,4 çıktı. Oda gayet geniş ve ferah, Kahvaltısı gayet iyiydi. Banyoda bir iki eksik olması ve kebapçı önerisi istediğimizde sadece çaprazdaki yeri söylemesi beklentiyle uyuşmadı. Otel merkezde ama Ziyapaşa'ya biraz daha yakın olsaydı daha iyi olurdu. Taksiye 20 lira vermek yerine havaalanının hemen dışında meydan minibüsüyle 4 liraya gittik. Zaten havaalanı merkezde olduğu için ulaşım çok kolay oldu.
 Kahvaltı için Ziyapaşanın paralelindeki yol üzerindeki Kültürova Brunch'a gittik 4sq tavsiyesiyle. Sahibinin ilgisi de serpme kahvaltısı da oldukça başarılıydı.
 Adana Kebap için Eyvan'a gittik. 24 saat açıklarmış, çok fazla yemek fotosu çekmediğim için salata var :) Önce birer tane söyledik sonra ben bir yarım daha söyledim. Gerçekten gayet başarılı bir Adana'ydı.
Eyvan'dan tarihi taş köprüye gittik, Akşam gün batımı manzarası çok iyi ama seyhan kıyısında daha hareketli olmasını bekliyorduk çevresinin yalnızca taş köprü için değil büyük saat bölgesiyle birlikte görmeye gitmek lazım. biz pek araştırmadan gittiğimiz için aynı yolu iki kez gitmiş olduk, kısa sürede verimli tatil açısından biraz kötü oldu ama dert değil.



Taşköprüden dolmuşla Ziyapaşa Caddesine gittik, bilindik markaların ve şık cafelerin olduğu cadde burası. Tesadüfen Tren Garının önünde inince Gar binasına bakalım dedik, zira gar binaları güzel oluyor. Ve olmadığını düşündüğümüz Adana Mersin treninin hem de sık sık olduğunu görüp Mersine trenle gitmeye karar verdik.



 Kahveyi biraz daha iç tarafta olan rooms cafe de içtik fena değil, yazın özellikle gayet güzel olur gibi bahçesiyle.
Günü Koço'da kendinden yağlı adında bir kebapla bitirdik, Bir Antep'etki Halil Usta tadında değilse de fena değildi. Pastırmalı humus başta olmak üzere mezeleri daha çok beğendik. Gidilecek yerler arasına alabilirsiniz Koço'yu da.
İkinci güne eski çarşı civarınnı gezerek başladık. İlk durak Yağ Camiine gerçekten bayıldım, taş gibi cami :) sanırım kiliseden çevrilmiş girilmeye değer!

Yağ camiinden devam edince bir sürü dükkan olsa da sanırım pazar olduğu için çoğu açık değildi, Kazancılar Çarşısı da bu civarda olmalı ama zaman kısıtlı olduğu için çok bakınamadık. Ankara'da Samanpazarı'nı İstanbulda Eminönü'yü seviyorsanız burayı da seversiniz sanırım.
İki saat varmış Adana'da, bu Büyük Saat. En uzun saat kulesi imiş. Hmm demek için görülebilir.

Ulu Cami de Külliye olarak gayet iyi, Ney dersi vardı Külliyein bir bölümünde, ney sesleri de ayrı bir hava kattı.


Nerde güvercin yem, satsalar alır güvercin beslerim:)

Gündüz gözüyle Taşköprü civarında Seyhanda balon vurmaca hazırlıklarını izleyerek Seyhan boyunca yürümek biraz acelemiz olmasa daha keyifli olabilirdi.
Sabancı Camii'ni ancak uzaktan görebildik vakit olsa içine de girerdik ama yeni camiler ne kadar büyük olsa da eskiler kadar çekici gelmiyor bana ama vakit olursa gidilir kesin güzeldir.
Koştura koştura zor güç Mersin Trenine yetiştik. Tren oldukça sık olsa da yine de 2 gün için gidince vakit çok hoyrat kullanılamıyor. Tren sadece yenice ve tarsusta durursa 45 dk da diğer duraklarda da durursa 1 saatte gidiyor. Kişi başı 6,5 TL ve bileti trenden de alabiliyorsunuz.

 Mersin'e geliş sebebimiz Tantuni! Yaprak Tantuni, bir ekmek arası, bir dürüm bir şalgam. Tantuni güzeldi ama beklediğim efsane lezzeti bulamadım maalesef:) Şalgamı tantuniden daha çok beğendim :) Bir iki saat geçince 4sq puanı oldukça yüksek olan Memoş'a gittik ama o da sanırım pazar olduğu için kapalıydı:(

Cezeryemizi tavsiye üzerine Hasan Yozgat'tan aldık. Metro marketlerde de satıldığını tadının farklı olmadığını söylese de sahibi yine de mersinden almak önemli:) Tavsiye ederim.

Mersinin meşhur portakalı, bir kaç tane var bundan

Dolmuşlar renkli renkli gayet beğendim bu uygulamayı, binmedik ama mavi şapkalı kırmızı şapkalı dolmuşları aklımda tutamasam da bunu aklımda tutabilirim sanırım.

Erkekçe!

Akşam üzeri Adana'ya geri döndük ve geziyi Birbiçer'de Ciğer ve Kuzu Şiş yiyerek bitirdik. Her ne kadar çoğu kişi ciğeri övse de kuzu şiş özellikle gidip yemeye değer. 10 puan 10 puan 10 puan!

Ve İstanbul. Bir daha aynı program yapılır mı? Yapılır. 





26 Kasım 2014 Çarşamba

Kopenhag'dan Malmö'ye Günübirlik Gezi

By With Hiç yorum yok:

Kopenhag Malmö arası tren her 20 dakikada bir var, Danimarkalılar azınlıklara karşı daha az hoşgörülü olduğu için sırf bu yüzden Malmö'de yaşayanların olduğunu söyledi ev sahibi. Ayrıca hayat daha ucuz olduğu için de Malmö'de yaşayıp Kopenhag'da çalışan bir çok kişi varmış. Arabayla da geçilebilir ama bu minimum 15 günlük kart verdikleri için nispeten pahalı olur dediler. Ülkeler arası tren yolculuğu da ayrıca yapılası bir aktvite.

Malmö Tren garı ve Malmö Binaları direkt etkiliyor insanı, Hatta Kopenhag'a nazaran daha tarihi daha kimlikli gibi geldi bize.


Stortorget ve LillaTorg isminde iki meydanı var merkezde, gezmesi oldukça keyifli.


Slottsparken: Yürüyün yürüyebildiğiniz kadar!

Malmöhus Castle : İçinde müzeler varmış biz uzaktan baktık




Parktan denize doğru yürüdük, çsuz bucaksız çimenlik alan piknik ve kafa dinlemek için muazzamdı, yazın denize de giriliyordur muhtemelen ama biz rotayı kahve içmeye çevirdik.


Malmö Deniz Feneri

Kış mevsimi olduğundan hava erkenden karardı biz de geri döndük ama uzun günlerde hem hava hem günışığı açısından daha çok keyif alınır.


Ve trenle Geri Dönüş! 1 Gün ayırdığımıza değdi!


25 Kasım 2014 Salı

Kasım'da Kopenhag Gezisi

By With Hiç yorum yok:

Kopenhag biletini aylar önce Mart ayında Pegasusun kampanyasıyla aldık. Eylüldeki bir başka kampanyada bilet daha ucuza geliyordu buna da ya nasip dedik. 20-23 Kasım arasında Kopenhag'a gittik. Aradaki günübirlik Malmö gezisini başka bir yazıda yazacğım, bu sadece Kopenhag kısmı. Kasım ayı olmasına rağmen korktuğumuz gibi aşırı soğuk olmaması açısından şanslıydık. 


Konaklamayı ise airbnb den ayarladık, 3 kişi olunca airbnb gayet makul oluyor. Norrebro'da tuttuğumuz ev de biraz küçük olsa da hem konumu hem dekorasyonu hem ev sahibiyle gayet iyiydi. Kiraladığımız bisikletle ulaşım da oldukça kolay oldu eve.


Kopenhag Malmö ile sınır olduğundan Kopenhag havaalanında hem isveççe konuşan hem danimarkaca konuşan taksiler için ayrı ayrı duraklar var. 
Havaalanından ulaşımı ise Kopenhag Kart ile trene binerek yaptık. Kopenhag Kart ile 72 saat boyunca havaalanı gidiş dönüş tren, metro, çeşitli müzeler, Tivoli'ye 3 kez giriş ücretsiz. Muhtemelen ayrı ayrı alsaydık bu biletleri yakın bir miktarda para öderdik ama kafamız rahat oldu en azından diye düşünüyorum.

Bisiklet Kopenhag'da anlamlı:) Avrupa'nın en fazla bisiklet kullanılan şehirlerinden bir tanesi Kopenhag. Henüz Amsterdam'ı görmedim ama orayla yarışıyormuş. Ömrümün bisikletini gördüm burada. Bisikleti http://www.bikerentalcopenhagen.dk/ adresinden online rezervasyonla kiraladım ve fiyat üzerinden %20 indirim de yapıldı. Bir çok kiralamacı var ve onların fiyatlarını bilmiyorum ama burası en azından araştırma maliyetini oldukça azalttı. Adamlardaki güven anlayışı oldukça gelişmiş, parayı alıp bisikletleri verdikten sonra biz burada olmayacağız ama giderken bisikletleri bırakırsınız dediler! Şimdi gelelim gezdiğimiz yerlere.


Meşhur Deniz Kızı Heykeli



Carlsberg hediye etmiş şehre. Özelliği: Meşhur Olması:)

Tivoli

Tivoli dünyanın en büyük lunaparklarından, Kopenhag Kart ile 3 giriş hakkımızın iki giriş hakkını kullandık. Christmas Dönemi olduğu için lunaparkın yanı sıra büyük bir Christmas Market de vardı içinde.
 Akşam ışıklandırması oldukça güzel oluyor. Lunaparkı göreyim sadece derseniz giriş bileti almanız yeterli ama her aksiyonu deneyim derseniz içerde kombine almak ayrı ayrı bilet almaktan daha ekonomik. Biz sadece bir tanesini denedik ama o bile benim için fazla adrenalin oldu. Heyecanımı atana kadar yükseldi döndü bitti:)


Christiania

Özgür Ülke olduğu söylenen bu yerde uyuşturucu serbest! Aslında zaman zaman baskınlar oluyormuş ve yasal olarak serbest değil ama polis en azından kontrol altında olduğunu düşündüğü için çok dokunmuyor sanırım. Biz akşam gidip biraz dolaştık ve bir Jazz barda biraz oturduk, Müşterilerin çoğunun kafa gayet güzeldi. Öpüjem abicim mod on!. Birden fazla bar var ama sanırım soğuk olduğu için o kadar fazla "keş" görmedik etrafta, sokaklarda yanan varillerle üşüyenlere biraz çare olmuşlar ama yine de sonuç itibariyle orası Christiania:) Yazın daha hareketli olduğunu düşünüyorum. Koşmak polis geliyor anlamına geldiği için yasak, fotoğraf çekmek de yasal olmadığı için yasak. biz de pek cesaret edemedik. Girerken özgür ülkeye hoşgeldiniz çıkarken artık AB topraklarına giriyorsunuz yazıları güzeldi.


Christmas Market


Üç tane Christmas Market gördük, Nyhavn,Merkez ve Tivoli. Panayır alanı demek daha doğru olur buralar için. Çeşitli standlar ve buralarda yiyecekler, içecekler, hediyelikler.
Ströget - Alışveriş Caddesi


Alışveriş caddesi Ströget en çok dikkatimizi Lego mağazalarında yaptıkları sanat eseri gibi dev legolardı bizim:) Tiger'e de girebilirsiniz, çok güzel tasarım işler var. Burda pek fazla fotoğraf çekmemişiz :)

Nyhavn&Tekne Turu& Sanat Duvarı

Nyhavn restaurantların ve cafelerin olduğu bir bölge ama nispeten daha pahalı, gezmenizi ama yemek için diğer yerleri denemenizi öneririm.


Kanallarla çevrili olan Kopenhagda kanal turu yapmadan dönmek de olmaz dedik ve Nyhavn'dan kalkan tura katıldık, Yaklaşık bir saat süren tur gayet güzeldi. köprülerin altından geçerken dikkatli olmazsanız kafanızı çarpabilirsiniz:) Ama benim için en ilginç olanı kaptanın Grönlandlı olmasaydı! Dünyadaki üç Grönlandlıdan birini gördüm! 

Nyhavn'da sanat duvarı, istediğinizi yazabiliyorsunuz çok da eğlenceli oluyor.

Smørrebrød


Danimarkanın yerel lezzetiymiş dediler yedik, Açık sandviç diyorlar, tavsiye ederim:) Nyhavn yakınında bir yerde yedik ama adını hatırlamıyorum maalesef yerin :)


Postane Müzesi

Strögete giden  Købmagergade  üzerindeki müze için 1-2 saat ayrılıp gezmeye değer. At arabaları döneminden günümüze telefonlar, telgraflar, posta arabaları görmeye değer. internetin çıkışının müzelik olması ve doksanlardan bir odanın da müzede olması biraz yaşlılık göstergesi olarak burukluk oluşturdu ama olsun:) Müzenin telgraf sesleri ile oluşturdukları ambiyans da ayrıca güzel. Aşağıdaki mağazadanalışveriş yapabilir, mektup gönderebilirsiniz. 

RundeTaarn

17. yüzyıldan kalma bir kule olan Rundetaarn da aynı cadde üzerinde ve havadan Kopenhag'ı izlemek için oldukça güzel

Rosenborg Kalesi&KongensHave


KongensHave isimli parkın içinden girilen Rosenborg Kalesi kaleden ziyade malikane gibi, erken kapandığı için açılış kapanış saatlerine bakmakta fayda var, bence park kaleden daha güzeldi:)
  
National Museum


Gittiğimiz müzelerden en çok burayı beğendik, çeşitli katları var ama vaktiniz darsa viking kısmını gezmenizi öneririm.

Design Museum



Bu müze biraz hayal kırıklığı yarattı açıkçası. Daha çok koltuk tasarımları üzerine ufak bir müze. Yine de görmesek aklımız kalırdı:)

Bir sonraki yazı: Kopenhag'dan Malmö'ye Geçiş

Popüler