23 Nisan hafta ortasına gelip 2 günü bağlayınca Ankara'ya, tatil uzun olunca da cumartesi Konya'ya geçme planı yaptım. Konya için iki hedefim vardı: 1. Etliekmek 2. Daha önce gitmeyi tasarlayıp gidemediğim Göksu Şelalesine gitmek. Plan uzun zaman önce yapılınca planlar da değişiyor tabi. Bir ara tirit yemeyi ekledim listeye ama onun için vakit yetmedi. Sonra Hürriyet'te lale bahçeleriyle ilgili haberi görünce oraya gitsek dedim Nisanın ikinci haftasında laleler biter dediler bir haftayla kaçırdık. Yol üzeri diye Çatalhöyük'e gidecektik ondan da vazgeçtik! Bu yapılmayanların hepsi tabii ki seneye Nisanın ikinci haftasına takvimlerde yerini aldı! Şimdi yapmadıklarımızı bırakıp yaptıklarımızı anlatayım.
Konya'ya Yüksek Hızlı Tren'le gittik, arkadaş son bir saat içinde gelmeye karar verince son dakikada Business Bilet aldık ona. Normal Bilet 24,25 e aldım intrernetten, arkadaş Business bileti 35 TL'ye aldı. Gerçek anlamıyla son dakika bileti olduğu için dönüşü ayrıca business almayınca arkadaş gidiş business dönüş normal 60 TL'ye geldi. Velhasılı saatleriniz belliyse YHT'de gidiş dönüş alın karlı çıkın.
Yıllar önce gitgel konya 6 saatti ama bu YHT hem 2 saat hem çok daha konforlu. Reklamdaki gibi üniversiteye değilse de etliekmek yemeye bile günübirlik gidilir!
Business'taki arkadaşa "hayat çok mu güzel lan?" diye sorarken yanının boş olduğunnu öğrendim ve görevli de problem çıkarmayınca businessın tüm lüksünü doyasıya yaşadım. Toplam yolculuk 1 saat 48 dakika sürdü.
İner inmez arkadaşla birer drink alalım diyerek büfeden aldığımız ceysularımızı yudumladık ve ev sahibimiz gelince de dosdoğru Havzan Etliekmek'e gittik. Sanırım kişibaşı 2şer tane yedik ama ben biraz daha fazla yemiş olabilirim. Allah affetsin.
Etliekmekten sonra hem istanbul hem tarihi hem tophane hem çınaraltı hem nargileciye gittik ve sanırım gece 1e kadar durduk. müşteri kaçta kalkarsa o zaman kalkmaları müşteriler için iyi çalışanlar için kötü bir durum sanırım. bir anda karamandan, italyadan, ankaradan, istanbuldan ve tabiiki konyadan gelenlerle liseden 8 kişinin mezuniyetten 13 yıl sonra hiçbir şey değişmemiş gibi buluşması da ayrı bir güzel oldu tabi. Geceyi burada sonlandırdık.
Sabah kahvaltıda ne yapacağımızı tam bilmiyordum ama pilav yemeyi de ummuyordum. Konya'nın düğün pilavında orada okurken fark etmesem de yoldan geçerken bile herhangi bir düğüne girip pilavı yiyebilirsin. Haftasonu kaşıklarıyla dolaşanlardan şehirlerarası otobüsün mola olarak düğün evinde durduğunu duymuşluğum vardı. İlk defa tanımadığım bir yere düğün pilavına gittim: Arkadaşın dükkan komşusunun kızının düğün pilavı! Üstelik 6 kişi birden gittik.
Düğün yemeği oldukça lezzetli ama mangal yakacağız diye az yediğimizi iddia etse de arkadaşlar önce yoğurt çorbası sonra pilav sonra pilav sonra irmik sonra bamya çorbası sonra pilav sonra zerde ile baya baya yedik. Kesinlikle tavsiye ederim! Ortadan yemekle ilgili bir probleminiz varsa masayı tamamen tanıdıklardan oluşturarak bunu aşabilirsiniz.Pilavdan sonra arkadaşın memleketi Güneysınıra doğru yola koyulduk, Göksu Şelalesi de sanırım 15-20 kilometre Güneysınır'a. Şelale yolu üzerinde birkaç kilometrede bir kondurulan mescitler ilginç geldi. İlk defa gördüm, yapanları takdir ettim.
Ve Göksu Şelalesi! Beklentimin çok ötesinde!
Piknik için çocuklu aileler daha geride orman içini tercih ediyorlarmış çünkü şelalenin oluşturduğu akıntı gerçekten kuvvetli ve kayalık alanda yürümek çocuklar için tehlikeli olabiliyormuş.
Ama biz biraz keçi gibi tırmanarak şelale manzaralı ve şelaleye en yakın konumda mangalımızı yaktık. Şelalenin hemen dibinde şortunuzla gittiyseniz ya da umursamazsanız boxerınızla suya da girebiliyorsunuz. İlk başta çok soğuk ama vücdunu tamamı bir kere ıslanınca on numara keyifli. Ama akıntıya karşı gerçekten dikkatli olmak gerekiyor.
Deli akan şelale, kartpostallık manzara, şelalenin havuzunda yüzme, mükemmel etler, ekmek almayı unuttuğumuz için dersane pikniğinden 3 tanesini 10 liraya almamız ve tavşan kanı çay ile güzel bir pikniğin sonunda uçak için tam zamanınad yetişecek şekilde şelaleden ayrılıyor ve önümüzdeki senenin nisanı için yeniden gelme planıyla istanbula kürkçü dükkanına döndük.
Değdi mi?
Kesinlikle evet!
0 yorum:
Yorum Gönder