Ayvalık'a gelmişken ve hazır vizemiz varken günübirlik Midilliye gidelim dedik. Her yönüyle değilse de işte bazı yönleriyle Midilli. Eskiden Türklerin yaşadığı, Lozan Mübadelesiyle tamamen rumlaşan bu adayla ilgili araştırma yaparken Patriyot , Karamanlı,Karamanlıca diye bir şeylerin olduğunu öğrendim ve cehaletime üzüldüm diyerek antrparantezi geçip geziye devam edelim.
Ulaşım:
Ayvalık'tan Midilli'ye Tur-Yol ve Jale Tur tarafından işletilen feribotlarla gidiliyor. Bilet fiyatı gidiş dönüş internetten alınırsa 25€, bilet satış ofisinden alınırsa 30€. Yolculuk yaklaşık 1,5 saat sürüyor.
Vize
Şengen bölgesi olduğundan geçerli vizemizle direkt gittik ama kapıda vize uygulaması ile de vize alınabiliyor. Feribottan indiğinizde vizesi olanlar ve yeşil pasaportlular sağdan vize alacaklar soldan devam ediyorlar. Yüksek sezonda olmamamıza rağmen yarım saat kadar bekledik sezonda daha kalabalık olabilir.
Mytilene
Feribottan indiğinizde Mytiline'ye varıyor ve sokaklarda gezmeye başlıyorsunuz, çarşısı gezinmesi keyifli bir yer mytiline, sağanak yağmur altında sığınacak yer aradık şansımıza ama 5-6 saat geçirilebilir günübirlik gelmediyseniz. Günübirlik geldiyseniz 1-2 saatte hızlıca dolaşabilirsiniz.
Adada özellikle limana yakın yerlerde Türk cep telefonu operatörleri çekiyor, o yüzden operatör seçimini manuel olarak türk seçip yurtiçi fiyattan konuşabilir internete girebilirsiniz!
Gezerken bir kaç kiliseye elbette rastlıyorsunuz, burda listesi var:)
Bu da mübadele öncesinden kalma cami ama kapalı. Bu linkte Adadaki Osmanlı eserlerinin listesi daha detaylı.
Yemekte akşam balık yeriz diyerek karşımıza çıkan mamas pizzaya girdik, büyük boy pizza gerçekten büyük, lezzet fena değil. İki kişiye orta pizza yeter, ince hamuru da sorabilirsiniz. Dükkanın tasarımı baya iyiydi bence.
Mytilinede Hediyelik eşyacılarda gemi oldukça yaygın,çeşit bol. Hediyelikler Molivos'a göre daha ucuz, burdan almanız daha iyi olabilir.
Mytilene'den Molivos'a
Burdan istikamet Molivos, günlük 30€'ya araba kiraladık. Pazarlık belki yapılırdı ama vakit az olduğu için çok uğraşmadık. Cumartesi öğlen 13.15 te otobüsün de gittiğini söylediler ama pazar dönüş otobüsü yok dedikleri için bu seçeneği de çok sorgulamadık , bir kaç günlüğüne gidilirse bu da düşünülebilir. Molivosun diğer adı Mytimne, yolda levhaları buna göre takip etmenizde fayda var.
Biz bir ara yanlış yerden dönüp yolu uzattık, her ne kadar sahil yolu olsa da siz yapmayın:) Uzun süre kalacaklar için Petranın plajlarının oldukça güzel olduğu sözyleniyor. Petra'da Molivos'a gelmeden yaklaşık 10kilometre önce küçük bir kasaba, bu da aklınızda bulunsun.
Molivos
Molivos, adanın en turistik yeri ve girişte cafeler, hediyelikçiler karşılıyor dizi, doğrudan limana gidiyorsunuz. Park için limana kadar gitmeyip girişte otomobillerin park ettiği cebi tercih edin. Limanda park belirli saatlerde yasak. cafelerin manzarası oldukça keyifli.
Limanda yarım saat kadar dolaştıktan sonra Bazaar Cafe'nin oldukça güzel balkonunda kahve içip gezmeye devam ettik.
Kısa süreliğine giderseniz yol üstünde Kaleyi gösteren ve Hastaneyi gösteren tabelalar var oradan girmenizi öneririm. Asıl gezilecek sokaklar ve çarşılar bu ara sokaklarda ve cunda, ayvalık, mytilene sokakları Molivos sokaklarının yanında bence oldukça sönük kalıyor.
Çarşı Pazar Molivos
Sek sek sekerek Molivos.
Molivos'a biraz daha vakitli gidebilseydik Village Train'e binmek de keyifli olabilirdi.
Tabi gezerken Kıbrıs'ı unutma, Türkler bizi vatanımızdan kovdu anıtı kime para veriyorum sorusunu da sordurdu ama kin tutmamak lazım. Değişik duygular bunlar.
Otele giriş yaptıktan sonra yemek için Triena restorana gittik. Hemen otelin yanındaki restoranın yorumları fena değildi ama mezeler de yediğimiz sardalya da Türkiye'den daha iyi değildi. Yalnızca canlı müzik bizim için ekstra bir güzellik oldu. Balık için de meze için aklım Kavala'da Savvas'ta kaldı. Yemekten sonra sadece yatıp sabah feribot için geri dönmek kaldı. Denize de gireydik iyiydi ama o da başka sefere kaldı.
Ayvalıktan geldik
Midillide durduk
Şimdi de istikamet Cunda!