5 Kasım 2013 Salı

Haftasonu Amasya Gezisi

By

Amasya'ya gitme kararını Amasya hakkında hiç bir fikrim olmadan ucuzunu da bulunca aldım biletleri. Rüyanda mı gördün sorusuna cevap gibi gittim. Arkadaşımı arayıp Amasyaya gidelim mi dediğimde orda ne var diye sordu bilmem diye cevap verdim. Google'da bakınca görsellere tamam dedi ve Cumartesi sabah gidiş, Pazartesi sabah işe dönüş şeklinde aldık biletleri. Pazartesi sabah işe dönmek biraz zor olsa da izin kullanmadan gayet iyi oldu böylece. Hava da oldukça iyiydi şansımıza. Konakladığımız oteli booking.com dan bulup telefon rezervasyonuyla gittik ama booking.com daki fiyattan 5-10 lira da olsa fazla ödedik. Bu şekilde sebepsiz gitmek istediğim Kastamonu ve Bayburt var. onlara da bir gün giderim umarım ve sanırım. Uçak Merzifon Havaalanına iniyor ve oradan minibüsle Amasya Merkeze gidiliyor. Şimdi gezdiğimiz yerlerden başlayalım Amasya'ya:

Yeşilırmak
Eski şehir Yeşilırmak boyunca kurulmuş ve google'da arattığınızda görüntü direkt kendine çekiyor. Irmak kıyısında yemek yiyebilir, yürüyüş yapabilir, çay kahve içebilirsiniz.

Kral Kaya Mezarları
Tanım olarak şöyle yazıyor mezarlar için: Helenistik dönemde, Amasya’yı İÖ.333’den İÖ.26’ya kadar başkent olarak kullanan Pontus Krallarına ait olan Kral kaya Mezarları, Harşena Dağı’nın güney eteklerine, kalker kayalara oyularak yapılmıştır.



Eskişehrin hemen tepesinde hem spor olması hem de şehre tepeden bakmak için gayet güzel bir yer.  Arada mola vererek çay içebilir sonra devam edebilirsiniz.
Sabuncuoğlu Tıp Müzesi
Sabuncuoğlu ismini ilk defa burda duydum. Sabuncuoğlu Şerefeddin tedavi tekniklerini gösterdiği kitabıyla zamanının önemli doktorlarından imiş. Müzede ise hem tedavi yöntemleri ile ilgili çizimler ve tedavi aletlerinin yanısıra konuştuğunda korkmamanız gereken bir sabuncuoğlu mankeni akılda kalıyor. Müzikle tedaviyle ilgili geniş bir alan ayrılan müzede hangi müziklerin hangi hastalıklara uygulandığı, hangi burçlara hangi müziklerin iyi geldiği anlatılıyor ve bir yandan da orda yazanlara göre seçip dilediğin makamda parçalar dinleyebiliyorsun. Oldukça ilgi çekici bir müze, Edirne'deki sağlık müzesinde de Sabuncuoğlu'na geniş bir alan ayrıldığını görünce demek önemli bir insan imiş dedim.

Minyatür Amasya Müzesi Amasya'nın 1920lerdeki halini maket olarak görebileceğiniz küçük bir müze. Müzedeki görevli size maket üzerinden şurası şu burası bu diyerek şehrin o zamanki halini ve tarihi eserleri anlatıyor. Işıkların kapanıp yıldızların görünmesi ve sabah ezanıyla evlerin ışıklarının bir bir yanması oldukça keyifli. Tavsiye ederim.
Amasya Genelgesinin okunduğu bina aslında heyelan nedeniyle yok olmuş ama aynısını şehir merkezine yapmışlar ve müze olarak gezilebiliyor. Kapı kapalı diye geri dönmeyin zile basınca güvenlik geliyor. Görülmesi güzel fakat içerde uzun yazılarla hazırlanan posterleri okuması biraz yorucu olabiliyor. Müzecilikte gelişmemiz gerekiyor.
Şehzadeler Müzesi: Aslında Osmanlı'dan  kalma bir yer olmamasına rağmen Şehzadeler şehri olarak adlandırılan Amasya'da bulunmuş şehzadelerin modelleri ve onlara ilişkin bilgileri görebilirsiniz. Küçük bir yer ama girip tarih bilginizi tazeleyebilirsiniz.
Büyükağa Medresesi ise Amasya'da benim en ilginç bulduğum yer oldu. Halen Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde hafızlık kursu olarak faaliyetlerine devam eden medreseye girince şaşırıyorsunuz bir anda o kadar öğrenciyi Kur'an ezberi yaparken görünce, sürekli sallanmalarının sebebini sorduğumda hoca zihni zinde tutmak, uyku gelmesini önlemek için dedi, bu da ilginçti. Tavsiye ederim.
Borabay Gölü'ne ise broşürlerde görüp gitmeye karar verdik ve araba kiraladık. Amasya'ya yaklaşık 65 kilometre olan gölün yolu gayet iyi kendisi de fotoğraflardaki kadar değilse de güzel. Biz sezonda gitmediğimiz için cafe/restoran kapalıydı ama asıl mangal için gidilirse çok daha keyifli olabilir.

 Böğürtlen toplamak ve gölün etrafını turlamak gayet huzur verici. Sezonda tavsiye edilir sanırım. Gölün dibinde ayrıca 15-20 barakalı bir kamp alanı mevcut orda kalma koşulları da araştırılabilir.

Aynalı Mağara kesinlikle gitmeyin diyeceğim tek yer sanırım, Amasya'ya 3 kilometre ama mağaralıktan bir eser yok sadece fotoğraflarda olduğu kadar Kral Mezarlarında gördüğümüzün bir aynısı. Google yeterli olur bence:)

Yemekler:

Amasya Yağlısı gözleme benzeri cevizli bir hamur işi. Kaldığımız otelin hemen yanında mikrokredi ile ev hanımlarının satış alanı olarak düzenlenen bir yerden akşamüstü aldık yağlıyı. Satışın bittiğini kendilerine yaptıklarını söylediler ama biraz ısrar edince kendilerine yaptıklarından bize de verdiler, parasıyla tabi. Otelde çayla birlikte yedik ve gayet lezzetliydi. Otel sahibine de ikram ettik ve kendilerine yaptıkları için bol cevizli olduğunu, şanslı olduğumuzu söyledi. Evet şanslıydık ama yine de bu tip açıkgöz esnaflık hikayeleri bile kızdırıyor beni. Yine de gittiğinizde deneyin Amasya yağlısını.


Ali Kaya ismini şehrin her yerinden görebilirsiniz. Şehre hakim tepede muazzam manzaralı bir restoran. İlk gördüğünüzde şehrin sahibi sanabilirsiniz. Sanmayın. Manzara güzel, Tokat Kebabı fena değil. Yalnız Yeşilırmak boyunca yapılan ışıklandırmanın bir anda sönmesi ve "oluyo abi arada kesiliyo bunlar" cevabı kötüydü. Işıklandırmayı çözdülerse yeşilırmak manzarası da daha muazzam olmuştur. Tokat Erbaalı bir arkadaş Tokat Kebabının asıl Erbaada yenmesi gerektiğini söyledi. Belki bir gün Erbaa'da da deneriz kebabı. Bakalım.

Bunların dışında birisi nehir kenarında iki yerde daha yemek yedik ama isimlerini hatırlayamadığıma göre çok da problem değil sanırım:)


Gitmediklerimiz:

Sadece haftasonu olunca haliyle bazı yerler kalıyor; Göl olmasa yine de gidilebilirdi ama olsun, aşağıdakiler de başka zamana inşallah:

Camilerin çoğuna gitmedik
Hazeranlar Konağına gitmedik
Ferhat Şirin Müzesine gitmedik
Kaleye çıkmadık.


Haydin Amasyaya!

0 yorum:

Yorum Gönder

Popüler